2019 yılının ilk günü, birincisi ikincisine bağlı iki şiir okuyacaksınız. Birincisi benim şiirim, Aydın’da, 1967 yılında yazıldı. İkincisini 1866 yılında Jean- Baptiste Clément yazdı.Şiirin ve şairin öyküsünü benim şiirden sonra okuyacaksınız.
Kavun Acısını bilir misiniz, hiç acı kavun yediniz mi? Tuhaf, keskin bir acılığı vardır.Tıpkı AKP iktidarı gibi.
Ben 30 yaşımda idim, Ülker 28’inde. Tanbey ise 3 yaşında. Paris’ten (tahsil ve terbiye dönemi) yeni dönmüştüm. İngilizce öğretmeni Ülker, solculuktan dolayı Yalvaç Lisesine sürgün gönderilmişti. Adalet Partisi hükumetinin sürgüne gönderdiği ilk kadındı. Ben o sırada Aydın’da lise Fransızca öğretmeniydim. O yıl Karl Marx’ın Fransa’da Sınıf Mücadeleleri’ni [i] çeviriyordum. Günümüzde de süren kavun acısı yeni yeni gelmekteydi.
Kavun acısının geleceğini ama geçeceğini ve 1871’de gelmeyen mutlu kiraz zamanının pek yakında geleceğini düşünürken plaktan Kiraz Zamanı’nı (Le temps des cerises)’dinliyordum, Yves Montant’ın sesinden.
Kiraz Zamanı şiir dosyası 1968 yılında May Şiir Ödülü’nü kazandı ve May Yayınevi tarafından 1969 yılında kitap olarak yayınlandı. Üçüncü kitabımdır. Siyaset ile şiir artık nişanlanmıştır.
Eleştirmenler (falan) benim Kavun Acısı ile Jean- Baptiste Clément’ın Kiraz Zamanı arasındaki ilişkiyi ne fark etti ne keşfetti. Üstelik kitabın adı da Kiraz Zamanı idi. Şimdi benden öğreniyorlar.
Kiraz Zamanı ile ilişkim bitmedi: Les Temps des Cerises adlı yayınevi Zorba ve Ozan (Le Tyran et le Poéte) adlı kitabımı yayimladı (2009). Fransa’da yayımlanan dördüncü kitabım.
Kavun acısı hâlâ devam ediyor. Kiraz Zamanı henüz gelmedi. Kendi kendine gel(e)meyeceği henüz anlaşıl(a)madı. Dört mevsime onu da eklememiz gerekiyor. Kiraz Zamanı’nı beklerken insan yaşlanmıyor.
ÖZDEMİR İNCE
1 OCAK 2019
***
K
KAVUN ACISI[ii]
Bu kavun acısı gelecektir
bu kavun acısı geçecektir
demir tavını bulacaktır
ağır kuru ve gebe bir sesle
çekiç örse vuracaktır
karımın devsel yeşil gözleri
öfkenin şiirini yazacaktır
Kavun acısı
kışın ilk sesidir camlarda
yazın boş bir okul avlusunda birikmesidir,
unutulmuş bir kalemdir öğretmen masasında
gülen ayvadır ağlayan nardır
bir umut sürgünüdür Dicle boyunda
kavun acısı gelecektir
kavun acısı geçecektir
kırağı gibi dalların üzerinden
bir al turna gibi tüfeğin önünden
su gibi damlayacaktır
ve dağlayacaktır yalım gibi
kavun acısı geçecektir
kiraz zamanı gelecektir
Çünkü
saat çalışır ve tamamlar günü
bir kan damlar kaldırımın üzerine
bir daha bir daha damlar
acı yağmur suyuna karışır
bir adam durur direğin dibinde
boynu kıldan ince bir adam
saat vurur yürek atar kan damlar
atar sigarasını adam ezer böcek gibi
atar sigarasını adam ezer yazgı gibi
atar sigarasmı adam, çünkü
bir yerlerde beyaz mügeler açmaktadır
incir sütü biber gibi yakmaktadır
ak döşekler diken gibi batmaktadır
dağlar dağlar dağlar çağırmaktadır
Türkünün yurdu insanın yüreğidir
türkünün yüreği insanın belleğidir
onlar senin türkünü anlamazlar
türkün bütün sularda yıkanmıştır
bütün otların ince tadını bilir
bütün zindanları özgürlüğe çevirmiştir
onlar senin türkünü anlamazlar
çünkü onlar
gak deyince et
guk deyince su isteyen
Anka’dırlar
Kavun acısı geçecektir
kiraz zamanı gelecektir
bu kütük çiçeğe duracaktır
karımm devsel yeşil gözleri
öfkenin şiirini yazacaktır.
ÖZDEMİR İNCE
Aydın, 2.4.1967
***
KİRAZ ZAMANI
Jean- Baptiste Clément
Jean- Baptiste Clément 1836’da doğdu. Paris Komünü (1871) partizanlarındandır. En ünlü şiiri olan ve elden ele dolaşan şiiri “Kiraz Zamanı”nı, 28 Mayıs 1871’de Fontaine-au-Roi sokağının hastabakıcı görevlisi olan “yiğit yurttaş” Louise’e adamıştır. 28 Mayıs Pazar günü Paris bütünüyle karşıdevrimcilerin eline geçmişti. Sadece Fontaine-au-Roi sokağında birkaç kişi çarpışıyordu. Bunlar bir barikatın arkasına sığınmış yirmi kadar savaşçıydı. Aralarında Jean Baptiste Clement da vardı. Öğleye doğru sokağa, elinde bir ekmek sepeti taşıyan yirmi yaşlarında bir genç kız geldi. Kim olduğunu soran savaşçılara Saint-Maur sokağının hastabakıcısı olduğunu, belki yardımı dokunur diye buraya geldiğini söyledi ve ödevine başladı. Savaşçıların bütün ısrarlarına karşın oradan uzaklaşmaya yanaşmadı. Adının Louise olduğunu söyleyen bu kızı sonraları hiç kimse göremedi.” (Dünya Halk ve Demokrasi Şiirler, C.1, Çev. A. Kadir-A. Timuçin)
LOUİSE MİCHEL
Şair, yazar, öğretmen, devrimci ve kadın hakları savunucusu, kahraman Komünar Louise Michel… Komün’ün ilan edilmesinden (1871) sonra, “Kadın İşçilerin Çalışarak Ahlaklı Yaşaması Komitesi” ve “Kadınlar Birliği Merkez Komitesi” kurmak, “Devrim Kulübü” başkanlığı yapmak, kadınlar arasında sağlıkçı, barikatlarda dövüşecek savaşçı ve kundakçı birlikleri örgütlemekle; Issy, Clamart ve Montmarte çatışmalarına katılmakla suçlandı. Aslında o bu güzel “suç”lardan çok daha fazlasını bir ömre sığdırmayı başarmıştı.
KİRAZ ZAMANI [iii]
Gelince bize kiraz zamanı,
sevinçli bülbülle alaycı karatavuk
bayram ederler.
Güzellerin başında kavak yelleri,
sevdalıların yüreğinde güneş dolaşır.
Gelince bize kiraz zamanı,
alaycı karatavuk ne güzel şakır.
Ama kiraz zamanı ne kadar da kısa.
Gider çiftler düş kura kura
kirazları toplamaya,
bir örnek giysiler içinde aşk kirazları
düşer yapraklar altından damla damla, kan gibi.
Ama kiraz zamanı ne kadar da kısa,
toplanır düş kura kura mercan taneleri.
Gelince size kiraz zamanı,
korkunuz varsa aşkın acısından,
sakının güzellerden.
Ben ki ağır acılardan hiç korkmam,
istemem bir gün bile yaşamak acısız.
Gelince size kiraz zamanı,
aşkın acılarını da tadacaksınız.
Hep seveceğim ben kiraz zamanını
Taşırım kiraz zamanından
yüreğimde bir yara.
Ve kader sunarken bana kendini
bilmez acımı dindirmesini.
Kiraz zamanını hep seveceğim ben,
ve içimde sakladığım anıyı.
JEAN-BAPTISTE CLEMENT
Türkçesi:A.Kadir
– Afşar Timuçin
[i] M.E. imzasıyla Sol Yayınları tarafından yayımlandı.
[ii] Özdemir İnce, Kiraz Zamanı, May Yayınları, Birinci Basım, 1969; Rüzgara En Yakın Yarde (Toplu Şiierler 1), Altıncı Basım:Kırmızı Yayınları 2010. s.162-163
[iii] A.Kadir, Dünya Halk Ve Demokrasi Şiirlri (I), Hilal Matbaacılık,1973. S.44