Padişahların Kadınları ve Kızları[i] benim en önem verdiğim başvuru kitaplarımdan biridir. Osmanlı’nın kan tahlili ve iç organ rontgenidir. 1980’den bu yana birçok yazıma konu ve alıntı oldu. Bu kitap Osmanlı hanedanının ve siyasetinin ihtişamının değil sefaletinin tanığıdır. Bir televizyoncu[ii] olarak kitabı kaç kez sinemacılara ve televizyonculara senaryo ve öykü kaynağı olarak tavsiye ettim. Kimse ilgilenecek cesareti gösteremedi. Hâttâ kimse adını bile anmadı. Okumaya devam et
Aylık arşivler: Mart 2018
PADİŞAHLARIN “ÇOCUK GELİN” KIZLARI
Padişahların Kadınları ve Kızları[i] benim en önem verdiğim başvuru kitaplarımdan biridir. Osmanlı’nın kan tahlili ve iç organ rontgenidir. 1980’den bu yana birçok yazıma konu ve alıntı oldu. Bu kitap Osmanlı hanedanının ve siyasetinin ihtişamının değil sefaletinin tanığıdır. Bir televizyoncu[ii] olarak kitabı kaç kez sinemacılara ve televizyonculara senaryo ve öykü kaynağı olarak tavsiye ettim. Kimse ilgilenecek cesareti gösteremedi. Hâttâ kimse adını bile anmadı. Okumaya devam et
GEÇTİ BOR’UN PAZARI
Bor’un pazarı geçti ama pazarı kaçıranlar eşşeklerini Niğde’ye sürmüyorlar, mal bulmuş Mağribi gibi Başyüce’nin lâflarıyla geviş getiriyorlar. Ertuğrul Özkök’le yıllarca karşılıklı sayfalarda yazdık, fakat bir gün olsun Cumhuriyetçi yazılarıma arka çıkmadı, tam tersine zaman zaman yüzüme karşı homurdandı bile. Başyüce R.T.Erdoğan tam 16 yıl susarak onayladığı din bezirgânlarının kulağını hafifçe çekti ya o da aralarında olmak üzere medya goygoycularının dili açıldı, kalemleri yazar oldu. Böyle durumlarda kibar ahali şöyle der: “Baban eşeği becerdikten sonra ananı ne etsin?!” Okumaya devam et
YOLLUK İÇİN TURFANDA BİR MİİR
Bugün Yolluk adlı yazılmakta olan şiir kitabından “miir”[i] biçiminde bir şiir sunuyorum. Metnin içinde (şiir, tarih, gazete haberi, siyasal makale, eleştiri, özlü söz, her türlü metinler arası ilişki, vb.) her şey var. Tam bir şenlik.Bu nedenle “miir” diyorum. Okumaya devam et
“MUCİZE ANCAK ALLAHA AİTTİR”
Hz.Muhammed elbette zor durumda kalmış: Kendisinden önceki iki peygamber, Musa ve İsa, mucizeler göstermişler. Kitaplarında yazıyor: Musa’nın asası ejderhaya dönüşüyor, Kızıldeniz’i ikiye ayırıyor; İsa, ölüyü diriltiyor, körün gözlerini açıyor, kötürümü yürütüyor. Bunları bilen Araplar “Sen de mucize göster ki sana inanalım” diyorlar. Adamlar haklı değil mi? Şimdi Arif Tekin’in kitabından (Kur’an’ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni)[i] okuyalım: Okumaya devam et