“Mani est vivant” (Mani Hayy) çevirisiyle bana Fransa’nın en önemli şiir ödülü MAX JACOB ÖDÜLÜ (PRİX MAX JACOB, 2005)’nü kazandıran Ferda Fidan, adını ve yerini bilmeden Özet adlı şiirimi seviyormuş… Benden şiirin künyesini istedi. Aradım buldum: Şiiri, Paris’te, Delambre Sokağı’ndaki Hôtel des Bains’in 37 numaralı odasında, Aralık 1965-Haziran 1966 günleri arasında yazmışım. Kemal Özer’in Uğrak Kitabevi tarafından, TUTANAKLAR (1967) adıyla yayınlanan ikinci kitabımda yer almış.
Ferda’nın istediğini yaptım. O da hemen Fransızcaya çevirip göndermiş. Ferda, bir Paris lisesinde Fransız Dili ve Edebiyatı (kadrolu) öğretmenidir. Ki bu görülmemiş bir şeydir: Bir yabancı kökenlinin Fransa’da Fransızlara Fransızca öğretmesi…
Şu günler boş zamanlarında benim “Can Yelekleri Tavandadır”ı çevirmekte… A.H.Tanpınar, Yusuf Atılgan ve başka Türk yazarları fransızcaya çevirdi.
ÖZDEMİR İNCE
20 MART 2016
***
ÖZET
Seviyordum seni ne zaman deniz açılsa
Açınca gök nice denizle nice yazla
Seviyordum uyanır soğuk su içer gibi
Sen ki engin yüzü sayısız öpüşümü kapsayan
Sen ki gece gündüz hep bir şeylere kararlı
Sen ki bir bakışta tüm doğayı yadsıyan
Seviyordum açık pencereden bakar gibi
Diyordum bir ses gerek sana yeni bir dil
Katı ve yiğit toprağa basar gibi
Şubat ortasında Fırat’ı geçer gibi
Diyordum bir ses gerek sana yeni bir dil
Yaz gecesinden sağılmış beyaz bir ses
En ilkel sözcükler yazgısı olan şeyler
Diyordum bir ses gerek sana yeni bir dil
Tozun toprağın taşın uyanan özündeki.
ÖZDEMİR İNCE
Aralık 1965 – haziran 1966
(TUTANAKLAR, (İLK BASIM) UĞRAK KİTABEVİ, 1967)
***
RESUMÉ
Je t’aimais chaque fois que s’ouvrait la mer
Que s’ouvrait le ciel avec tant de mers tant d’étés
Je t’aimais comme on boit un verre d’eau fraîche au réveil
Toi dont l’immense visage couvre mes baisers sans nombre
Toi qui as nuit et jour l’air si déterminée
Toi qui d’un regard renies la nature entière
Je t’aimais comme on regarde par la fenêtre ouverte
Je disais qu’il te fallait une voix une langue nouvelle
Brave et rugueuse comme on foule la terre
Comme on traverse l’Euphrate en plein février
Je disais qu’il te fallait une voix une langue nouvelle
Une voix blanche qui coule d’une nuit d’été
Les mots les plus primitifs des choses pourvues d’une destinée
Je disais qu’il te fallait une voix une langue nouvelle
Qui gît dans l’essence séminale de la poussière, de la terre et des pierres
ÖZDEMİR İNCE
Décembre 1965 -Juin 1966
Traduit du turc par Ferda Fidan